MTSO 3 No’lu Hububat ve Bakliyatın İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi Meclis Üyeleri TMO alımlarının ve devlet desteklerinin sektör adına önemine dikkat çekerek, bu yöndeki çalışmaların devamını bekledikleri görüşünde birleşti.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 3 No’lu Komite Meclis Üyeleri sektöre yönelik değerlendirmeler yaparak önümüzdeki dönem için beklentilerini anlattı. Hububat ve bakliyat rekolterini ve ticarete yansımalarını değerlendiren Meclis Üyeleri, yaşanan rekolte düşüşlerini, üretimin ihracata yansımalarını ve bu yansımalarda devlet desteklerinin önemini belirtti. Özellikle nohutta güzel sonuçlar alındığı anlatılan değerlendirmede, son 2 yıldır TMO desteği sayesinde Türkiye’nin nohut ithalatını sonlandırıp dünyanın önemli nohut ihracatçıları arasına girmesinin sağlandığı belirtildi.
Memiş: “Tohum desteği verilmeli”
TMO’nun bakliyat ürünleriki alım garantisinin sektörü rahatladığına değinen Komite Meclis Üyesi ve Tat Bakliyat Yönetim Kurulu Üyesi Veysel Memiş, bu uygulamanın çiftçiye güven verdiğini ve önümüzdeki yıllarda da devam etmesini beklediklerini söyledi. Bakliyat sektörüne verilen devlet teşviklerine de değinen Memiş, bunun maddi destek yerine tohum desteği olarak verilmesini daha uygun bulduklarını belirtti. “Ayrıca kullanılan tohumların ıslah edilmesi ve çiftçinin doğru tohumu kullanması açısından önemli bir adım olacağını düşünüyorum” diyen Memiş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son olarak eğitimin de çok önemli olduğunu söyleyebilirim. Çiftçinin bilinçlenmesi, yeni nesilin bu alana yönelmesi için ziraat meslek liseleri açılması gerektiği kanaatindeyim. Özellikle çiftçi ailelerin yaşadığı kırsal alanda açılması ve bu sayede ulaşımın da kolay olması halinde daha çok kullanıcı olacaktır. Çiftçilerimiz genç yaşta eğitilecek ve daha bilinçli bir tarım uygulaması yapılacaktır.”
Konuşmasını sektöre ilişkin bilgilerle sürdüren Veysel Memiş, bu yıl bakliyat ürünlerinde iklime bağlı olarak yüzde 40’lara varan rekoltelerde düşüşleri yaşandığını anlattı. En fazla rekolte kaybının kırmızı mercimekte olduğunu ifade eden Memiş, TMO desteği ile nohutun üretimini koruduğunu ve bu ürün özelinde ülkenin ihracat şansının arttığını söyledi.
Geçen yılki fiyat artışları nedeniyle çiftçinin bu yıl daha fazla kuru fasulye ürettiğine de değinen Memiş, “Birçok ülkede iklim şartları nedeniyle kuru fasulye rekoltesi düşmesine rağmen ülkemizde üretim ve kalite bu yıl artmıştır” ifadelerini kullandı.
Hazar: “Makarnalık buğday fiyatları artıyor”
Komite Meclis Üyesi ve Arbel A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Gülçin Arslan Hazar ise ağırlıklı olarak hububat ürünlerini değerlendirdi. Türkiye genelinde buğday, arpa, ayçiçeği, yulaf, çavdar, çeltik, baklagiller gibi ürünlerin hasadının tamamlandığını anlatan Hazar, kışlık hububat ekimlerinin de tamamlanma aşamasında olduğunu söyledi. Bu yıl sertifikalı tohum kullanımında ciddi düşüş tespit ettiklerini bildiren Hazar, “Gerek girdi maliyetlerindeki artış, gerekse üreticinin beklenen rekolteyi elde edememesi sertifikalı tohum kullanımını azalttı” dedi.
Buğdayı da değerlendiren Hazar şunları söyledi: “Ekmeklik buğdaydan makarnalık buğdaya ve arpa ekimine yönelim var. Gerek girdi fiyatları gerekse arpa ve makarnalık buğday fiyatlarındaki artış üreticileri bu ürünlere yönlendiriyor. Bir diğer sıkıntı ise yağış oranlarındaki azlık. Anadolu genelinde yeterli yağış alınmadı. Ancak son dönemlerde Konya gibi önemli hububat ekim bölgelerinde yağış olması umutları artırdı. Ekim ayı ile birlikte hububat fiyatlarında hareketlenme yaşandı. Hasat dönemi ile birlikte DİİB kapsamında yapılan yoğun ithalat bugünlerde önemli ölçüde azaldı. Bunun sebeplerinden birisi belge miktarının azalması iken diğer önemli bir sebep ise TMO’nun ithal buğday satış fiyatlarının daha cazip olmasıdır. Makarnalık buğday fiyatları ise yurtiçinde ve yurt dışında artmaya devam ediyor. Özellikle Güneydoğu Anadolu’daki sanayiciler makarnalık buğday bulamamaktan şikayetçi.”
Arpa fiyatlarında ise geçen yıla göre % 30’dan fazla arttığını bildiren Hazar, her ne kadar havaların sıcak gitmesi sebebiyle talepte bir miktar durağanlık görülse de satışların sadece besici ve yetiştiricilere yapılması, üretimin bol olmaması, sektörün ikame ürünlerinin fiyatları gibi sebeplerle fiyat hareketinin devam etmesinin öngörüldüğünü sözlerine ekledi.