MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI
Türkçe English
MTSO 13. Yıl
ÇAĞRI MERKEZİ 0850 304 33 33
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin Cennet Cehennem

Mersinli çiftçi, kalıntı sorununun önüne güneş ve su ile geçiyor 24.06.2015 tarihinde yayınlandı

Mersinli çiftçi özellikle biberde verim ve kalite kaybına yol açan nematod zararlısıyla mücadelede kalıntı sorununa yol açan kimyasal ilaçlar yerine güneş ve suyu tercih etti. Bu sayede yaklaşık 150 milyon TL’lik kaybın önüne geçen çiftçi, bir taraftan biber üretiminde dönüm başına verimini yaklaşık yüzde 20 – 30 artırırken, zararlılarla mücadeledeki maliyetlerini de yüzde 15’e yakın aşağı çekti.


Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından geliştirilen, Adana Biyolojik Araştırma Enstitüsü ve Mersin Tarım İl Müdürlüğü ile birlikte yürütülen Nematodla Mücadele  Projesi sonuç verdi. 2014-2015 bibercilik sezonunda Mersin’de gerek kimyasalların dünyada uygulanan tedbirlerle kullanılması gerekse solorizasyon olarak adlandırılan güneş ve su kullanımıyla zararlılarla mücadele edilmesi sonucu istenen sonuçlara ulaşıldı. 
Yapılan uygulamalarda alınan verimin sonuçlarının takibi adına gidilen örnek bahçede konuyla ilgili açıklama yapan MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Enis Gürbüz Hekimoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) Gıda Teşkilatı’nın 2015’i toprak yılı ilan ettiğini söyledi. Tarım alanlarındaki ciddi kirlenme, verim kalite düşüşünün dünya genelinde sürdüğünü dile getiren Hekimoğlu, “Bu bağlamda projemiz toprak yılına özel çalışmalarla birleşerek daha da anlamlı hale geldi” değerlendirmesini yaparak, Türkiye’de örnek bir çalışmaya imza attıklarını vurguladı. 
Nematod ile mücadelede kullanılan ilaçların kullanımının 2011’den itibaren Türkiye’de yasaklandığını hatırlatan Hekimoğlu, “Bölgemizde Kazanlı ve Adanalıoğlu’nda ise nematod ciddi zararlara ulaşmıştı. Geçen yıl Bakanlıktan aldığımız özel geçici izinle bu ilaçların kullanımına başladık. Uygulamalarımızla ilacın doğru zamanda doğru miktarda kullanılmasının zarar getirmeyeceğini gösterdik” dedi. Sıkıntılı olarak adlandırılan bölgelerde maddi kayıpların 150 milyon TL’yi aştığını açıklayan Hekimoğlu, “Verim 20 tonlardan, önce 15 sonra da 8 tonlara düşmüştü. Bu yıl yaptığımız mücadele sonucunda tonajlar arttı, tarım ilacı kullanımı azaldı ve verimle kalite artışı olarak ciddi getiri sağlandı. Doğru mücadeleyle kalıntısız ve yüksek verimli ürün elde edilebileceği mesajı verdik” ifadelerini kullandı. 
“Biber üretiminde Türkiye’de ikinci sıradayız”
Mersin’de  yaklaşık  40 bin dekarlık alanda örtü altı  biber üretimi yapıldığını ve bu rakamlarla Antalya’dan sonra biber üretiminde Mersin’in Türkiye’de ikinci sırada yer aldığını bildiren Enis Gürbüz Hekimoğlu, üretimin yaklaşık yarısının da ihracata gönderildiğini anlattı. Yapılan mücadele öncesinde ihracata giden ürünlerin büyük bölümünün kalıntı sorunu nedeniyle geri döndüğünü, hatta AB ülkelerinin ve Rusya Federasyonu’nun Türkiye’den biber alımını durdurma noktasına geldiğini hatırlatan Hekimoğlu, bu uygulama sonrasında ise geçen yıl geri dönen biber bulunmadığını söyledi. Doğru uygulama ve eğitimlerle kalıntısız ürün yetiştirilebileceğini gösterdiklerini vurgulayan Hekimoğlu, “Ürünler ihracata da gönül rahatlığıyla gittiği gibi iç piyasada da aynı rahatlıkla tüketilebilir” değerlendirmesini yaptı. 
 
Çetinkaya: “Kalitemiz de verimimiz de arttı”
Proje kapsamında solarizasyon uygulaması yaparak önemli verim ve kalite artışı elde eden Çetinkaya Tarım Genel Müdürü Uğur Çetinkaya ise sonuç alınabilmesi için doğru uygulamanın büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Buyıl MTSO desteği, Tarım Bakanlığı ve Biyolojik Araştırmalar Entitüsü aracılığıyla seralarında solarizasyon uygulaması yaptığını kaydeden Çetinkaya, “Kayıplarımız yüzde 40-50’lere dayanmışken bu uygulama sonrasında yüzde 20 verim artışı sağladık ve zararlılarla mücadele için yapılan harcamalarda da maliyetlerimiz yüzde 15’e yakın azaldı” dedi. 
Seralardaki ürün çıktıktan sonra damlama hortumlarını açıp toprağı plastik örtü ile kapladıklarını anlatan Çetinkaya, 60 gün içeride güneşle birlikte ısınan hava ve suyu toprağa verdiklerini, bu sayede zararlıların öldüğünü anlattı. 60 günlük sürenin ise büyük önem taşıdığını vurgulayan Çetinkaya, uygulamanın erken bırakılması halinde istenen sonuçların alınamayacağını söyledi. Çetinkaya, solarizasyonun yanı sıra düşük dozlu kimyasal ürün kullanılabileceğine de dikkat çekerek, “Uygulamalarımız sonrasında büyük verim artışı, nematod, fungal hastalıklar ve mantardan ari bir ortam bulduk” ifadelerini kullandı. 
 
Yücel: “Doğru uygulama önemli”
 Tarım Bakanlığı’na bağlı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Biyolojik Mücadele Araştırma Enstitüsünde görevli Doç. Dr. Seral Yücel konuyla ilgili açıklamasında, “Önerdiğimiz metot serada bitkiler sökülünce toprakların güneş enerjisiyle ısıtılması yöntemiyle uygulanan solarizasyon yöntemidir” dedi. Bu yöntemin kimyasalla kombine edilmesi halinde kimyasalın azaltılan dozunun kullanılması gerektiğini anlatan Yücel, bu sayede iyi bir sonuç alınabileceğini söyledi. 
“Böylece çevreye daha az zararlı olacak şekilde fumigantın dozunu azaltmış oluyoruz” diyen Yücel, “Doğanın bize sağladığı güneş enerjisinden faydalanarak toprakları ısıtıp dezenfekte ediyoruz” ifadelerini kullandı. Yücel, tüm üreticilerin bu metodu hazırlanan broşürler ışığında doğru uygulayabileceğini anlattı.  
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Biyolojik Mücadele Araştırma Enstitüsü Nematod Uzmanı Dr. Adem Özarslan ise çiftçilerin mücadeleye özellikle Temmuz ve Ağustos’ta bitki yokken başlaması gerektiğini anlattı. Nematodun kök fonksiyonunu bozarak bitkinin su ve besin alımını engellediğini kaydeden Özarslan, iyi mücadele yapılmaması halinde kış aylarında daha çok ilaç kullanılması gerektiğini sözlerine ekledi. 
  

Sayfa gönderiliyor. Lütfen bekleyiniz

ARKADAŞINA GÖNDER