MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI
Türkçe English
MTSO 13. Yıl
ÇAĞRI MERKEZİ 0850 304 33 33
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin Cennet Cehennem

Komite üyeleri eğitim dolu bir gün geçirdi 22.05.2016 tarihinde yayınlandı

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından düzenlenen ‘MTSO Komiteleri Kampta’ Organizasyonunun ikinci günü üst üste düzenlenen eğitim seminerleriyle sona erdi. Birbirinden keyifli sunumlarıyla İzgören Akademi Eğitmenlerinden Gökhan Yenipazar ‘Birbirimizi Anlamak’ ve ‘İnovasyon’ konu başlıklarında eğitim verirken TOBB Üniversitesi’nden Dr. Nihat Ali Özcan, ‘Türkiye’nin komşuları ile İlişkileri ve Gelecek Vizyonu konulu konferans verdi.


Komite üyeleri eğitim dolu bir gün geçirdi

Kampın ilk günü olduğu gibi ikinci günü de MTSO 26 No’lu komite üyelerinin ‘Obeziteyle Mücadele’ konulu organizasyonu çerçevesinde düzenlediği sağlıklı yaşam yürüyüşüyle erken saatlerde başladı. Yürüyüşün ardından ilk eğitim İzgören Akademi Eğitmeni Gökhan Yenipazar’ın sunumuyla ‘Birbirimizi Anlamak’ konusunda gerçekleşti. Katılımcılara uygulamalı eğitim veren Yenipazar, iyi bir iletişimin ipuçlarını anlattı. Kişilerin birbirini anlamasının üç ayağı bulunduğunu, bunların da anlamak, anlatmak ve anlaşmak olduğunu kaydeden Yenipazar şunları söyledi:
“İletişimsizlik diye bir şey yoktur. İnsanlar istese de istemese de iletişim kurar. Konuşarak ya da konuşmayarak her durumda karşı tarafa mesaj veririz. İletişim kurmadığımız dönemlerde dahi beden dilimizle iletişim kurmak istemediğimiz mesajını karşı tarafa veririz. Ancak şunu söyleyebilirim ki gününüzün iyi başlayıp iyi devam etmesi, karşınızdakilere kocaman bir gülümsemeyle günaydın diyebilmenizde gizli.”
“Başkalarının bize nasıl davranacağını ise kendi davranışlarımız belirler” diyen Yenipazar, bu nedenle kişinin önce kendi davranışlarını sorgulaması gerektiğine dikkat çekti. İletişimin ses, söz ve beden dilinden oluştuğunu kaydeden Yenipazar iletişimle ilgili şu bilgileri verdi:
“Ne söylediğimizden çok nasıl söylediğimiz önemlidir. İletişimde ilişki içeriğe anlam katar. Bu nedenle iletişim kuran kişilerin birbirine karşı konumu, statüsü de önem taşır. Kurulan iletişimin kalitesi geliştirilebilir bir beceridir. İyi iletişim kurmayı öğrenebiliriz. İletişim fark etmekle, farkındalıkla başlar. Karşı tarafla aynı sinyalleri aldığınız anda iletişim başlamış demektir. Bu mesaj bazen karşınızdakinin okuduğu gazeteden, kitaptan; bazen de kılık kıyafetinden alınabilir. Kendinizi iletişimde geliştirmek için ilk bakmanız gereken algıdır. Karşı tarafın algı zeminini değiştirmek çok zordur. Bu nedenle karşı tarafın algısına göre iletişim kurulmalısınız.”
Algıyı insanların hayat tecrübelerinin, birikimlerinin belirlediğine işaret eden Gökhan Yenipazar, iyi anlaşılmak için net ifadeler kullanılması tavsiyesinde bulundu. İletişimde ilk izlenimin çok önemli olmasına rağmen, önyargı oluşturacak olması  nedeniyle tehlikeli olabileceğini de kaydeden Yenipazar, bu durumun da iletişim kazalarına neden olabileceği için dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.

Özcan: “Suriye’nin toparlanması için 40 yıla ihtiyaç var”
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Nihat Ali Özcan ise ‘Türkiye’nin Komşuları ile İlişkileri ve Gelecek Vizyonu’ konulu konferans verdi. İlk olarak dünyada yaşanan sıkıntıları özetleyen Özcan, ardından Türkiye’nin iç durumu ve komşularıyla ilişkilerini değerlendirdi.
Özcan, Türkiye’nin komşularıyla ilişkilerinde ilk olarak Suriye üzerinde duru. Suriye’nin savaştan önceki ekonomik ve sosyal yapısına kavuşması için 40 yıla ihtiyaç olduğunu kaydeden Özcan, “Önümüzdeki süreçte yanımızda böyle bir komşu olacak. Altyapısını oluşturmaya çalışan ama çok da kaynağı bulunmayan bir komşu olacak. Maalesef Suriye’nin geleceği ile ilgili iyi bir haber veremiyorum” dedi. Irak’ta da güvenlik ve yolsuzluk sorunu nedeniyle taşların oturmasının zaman alacağını dile getiren Özcan, ardından Türkiye’nin iç sorunlarını özetledi. Türkiye’nin içeride genel bir güvenlik sorunu yaşadığını bildiren Özcan, DAİŞ, ve giderek uluslar arası boyut kazanan PKK sorununun bunların başında geldiğini söyledi. Ayrıca 3 milyon mülteci misafirin bulunduğunu hatırlatan Özcan, Rusya ile ilişkilerin ise giderek gerilimini artırdığını anlattı. Gelecekte ABD – Türkiye ilişkilerinin de parlak gözükmediğini belirten Özcan şunları söyledi:
“Rusya ile ilişkilerde bazı teknik sorunlar var. Uçak düşmesi teknik sorun ama aslında iki ülke arasında Suriye konusunda çıkar çatışması var. AB ile ilişkilerimiz de gitgeller yaşıyor. İran potansiyel bir pazar gibi gözüküyor ama biz bunu nasıl planlıyorsak, İran’ın da kendine göre planları var. Dikkatli olmalıyız.”

“Kısa vadede çözüm yok”
Türkiye’nin etrafındaki sorunların kısa vadede çözümü bulunmadığını dile getiren Dr. Nihat Ali Özcan, “Önümüzdeki süreçte yeni siyasi düzen arayışımız sürecek. Güneyimizde siyasi, askeri süreç hızla değişebilir ve gerilim tırmanabilir. Fazla değişiklik umut edilmese de ABD seçim sonuçlarını görmek gerek. Petrol fiyatları bir süre daha böyle gidecek gibi” değerlendirmelerini yaptı.
Türkiye’nin her şeye rağmen etrafındaki kara delikleri iyi yönetmesi gerektiğini kaydeden Özcan, sözlerini şu değerlendirme ile tamamladı:
 “Ortadoğu’da yeni düzen arayışları bizi de içine çekecek gibi gözüküyor, bundan uzak durmalı. Türkiye’nin siyasi kültürü ve sorunlarıyla baş etme kapasitesi var. Demokratik temsil ve seçim kültürü var. Jeopolitik avantajları var. Kimse Türkiye’yi çözüm ortağı yapmadan sorunlarını çözemez.  Serbest piyasa ekonomisi, iş adamlarının tecrübesi, girişimcilik ruhu ve fedakarlığı var. İyi ilişki yüksek ticaret demek.”

Yenipazar: “İnovasyonla ilgili bilinen 7 hurafe var”
Günün son eğitiminde İzgören Akdemi Eğitmeni Gökhan Yenipazar, ‘İnovasyon’ konulu sunum gerçekleştirdi. İnovasyon ile ilgili doğru bilinen yanlışları anlatan Yenipazar, bu konuda Türkiye’de yanlış anlaşılan 7 hurafe bulunduğunu dile getirdi. Her yeniliğin inovasyon olmayacağını kaydeden Yenipazar, ticarileşen, müşterinin talep ettiği yeniliklerin inovasyon olarak değerlendirilebileceğini söyledi. Piyasaya sürülen bir ürünün zamanla doygunluğa ulaştığını ve yeniliğe ihtiyaç duyulduğunu anlatan Yenipazar, “Aynı ürünü geliştirebilirsiniz, küçük oynamalar yapabilirsiniz. Bu küçük inovasyondur. Bir de radikal inovasyon vardır ki çıkan ürün, öncüsünü öldürür. Radikal inovasyon ciddi sermaye ve bilgi birikimi gerektirir. Ama şirketleri ayakta tutacak olan da küçük inovasyonlar değildir. Radikal inovasyon biraz zordur ama şirketi ayakta tutar” dedi. İnovasyonun müşteri talepleriyle doğru orantılı olduğunu vurgulayan Yenipazar, mutlaka inovasyon için bir odaya kapanıp fikir cimnastiği yapmak yerine dışarı çıkıp müşteri taleplerini takip etmek gerektiğini vurguladı.
Yenipazar Türkiye’de inovasyon konusunda bilinen 7 hurafeyi ise şöyle özetledi:
“Bunlardan ilki inovasyon farklılaşmaktır algısı. Evet, içinde farklılaşma olacak ama inovasyonun amacı bu mu? İnovasyon süreci sonunda ortaya çıkacaklar piyasada farklılığı peşinden getirecektir ama ben farklılaşacağım diye yola çıkarsan batabilirsin. İkincisi inovasyon fikirleri birden bire ortaya çıkar. Hayır, bu düşünce de doğru değil. Fikir birden ortaya çıkmaz, bir süreçtir. Üçüncüsü tembeller daha yaratıcı olurlar. Belki çok çalışmayı sevmedikleri için kolay yöntemler bulmaya çalışabilirler ama kaynak israfı çok fazla olur ve atılan taş ürkütülen kurbağaya değmeyebilir. İnovasyon bu değildir. Dördüncüsü inovasyonun yaratıcı bir fikir bulmak olduğu düşüncesi. Elbette fikre ihtiyaç var ama inovasyon sadece bu değildir. Yaratıcı fikir bulmak beyindeki mevcut bilgiler arasında daha önce kurulmamış bağlar kurabilmektir. Geçtiğimiz 100 yılın en yenilikçi 50 inovasyonu, daha önce o sektörle hiç ilgisi olmayan kişiler tarafından yapılmıştır. Beşinci yanlış düşünce yaratıcılık dahilere mahsustur. 1936’da bir market sahibi market arabasını buldu. Bu adamın çok da dahi olduğu söylenemeyebilir. Ya da 1937’de bir kamyon şoförü konteyner bulmuş. İşine kendisini adamış işini iyi yapan kişiler de inovasyon yapabilir. Dahi olmak gerekmez. Altıncısı fikir tamamen yeni değilse inovasyon değildir algısı. Yani yepyeni bir şey bulacaksın. Bu da yanlış bir kanı. Başka fikirlerden esinlenebilirim. Fikrimin ilk olması şart değil. Son olarak ilk olmalısınız düşüncesi. Bu da doğru değil. İlk olmanın dezavantajları da vardır. Tutacak, tutmayacak, lider olmanın getireceği baskı olur. Bu nedenle ikinci olmak çoğu zaman daha avantajlıdır. Örneğin telefonda ilk marka ipone mu? Hayır Ericson telefonda ilkti. Hoower ilk elektrik süpürgesini bulmadı ama o markalaştırdı. Singer ilk dikiş makinesini bulmadı ama ticarileştirdi.”
İnovasyonun tanımını, “Müşterilerin henüz çözülmemiş sorunlarına yeni ve karlı çözümler getirmek” diye yapan Gökhan Yenipazar, bir ürünün ya da hizmetin inovasyon olup olmayacağına bir tek müşterinin karar vereceğini vurguladı. Yenipazar, “Müşteri eğer talep ediyorsa ve üreticisine kar getiriyorsa inovasyondur” diye konuştu. İnovasyon savaşında başarısızlığın başarının öz kardeşi olduğuna da dikkat çeken Yenipazar, başarısız olmadan başarıya ulaşılamayacağını da sözlerine ekledi.  



Sayfa gönderiliyor. Lütfen bekleyiniz

ARKADAŞINA GÖNDER