MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI
Türkçe English
MTSO 13. Yıl
ÇAĞRI MERKEZİ 0850 304 33 33
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin Cennet Cehennem

Mersin’in hikayesi başarının hikayesidir… 25.04.2016 tarihinde yayınlandı

Bir kentin başarısı veya başarısızlığı konuşulurken bakacağımız parametreler ne olmalıdır? Mersin özelinde baktığımızda – her ne kadar kendimize karşı biraz acımasız olsak da- objektif bir başarı değerlendirmesi yapabilsek acaba ortaya nasıl bir Mersin manzarası çıkardı? Bu başarı düzeyinin dinamikleri nelerdir ve kimlerdir? Sorumluluğu olanlar, icra gücü olanlar, vizyonu olanlar var ama birey olarak her Mersinlinin bu başarı durumunda, markalaşmada, gelir seviyesinde, sosyal yaşam kalitesinde, kentin imajında katkısı veya rolü yok mu? Kurumlar ne durumda, toplum ne durumda?


Mersin’in hikayesi başarının hikayesidir…

Parametrelere veya kriterlere göre baktığımızda işin ekonomi tarafı var, eğitim, sağlık, kültür, sanat, spor tarafı var. Bunların alt kolları var. Ekonomi deyince, lojistik, tarım, turizm, sanayi gibi sektörler var. Sektörün kurumsal yapıları var. Oda ve Borsalar var. Liman var, OSB, Serbest Bölge, teknopark ve kamu kurumları var. Eğitimde Milli Eğitime bağlı devlet ve özel okullar var, kentin üniversiteleri var, enstitüleri var. Yönetimde Valiliği ve yerel yönetimleri var. Vizyon ve iş birliği anlamında ekonomik veya sosyal odaklı çalışan STK’ları var. Elbette her bütünün mükemmelliği parçaların mükemmelliğinde gizlidir. Kurum ve kuruluşlar veya bireyler bütünün tamamını düzeltemezler ama kendilerini mükemmel hale getirmeye çalışabilirler. Elbette tüm bu dinamiklerin ahengi, kürekleri aynı yöne çekmesi, hedef ve çalışma birlikteliği uyumlu olabilirse ortaya daha mükemmel bir iş çıkar ama bu her zaman kolay olmuyor. İşte tüm bunlara rağmen, bir kentin başarı veya başarısızlığına bakarken bu bütüncül manzarayı göz önünde bulundurmanın yanında eldeki potansiyeli ve ne ile yola çıkıldığını da unutmamak gerekir. Hani derler ya başarı eldeki imkanların varlığına paralel bir şeydir. Ancak, bu imkanların azlığına rağmen ortaya büyük işler çıkıyorsa işte o zaman o gerçek bir başarıdır. Bu anlamda,  Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) olarak biz Mersin’in en büyük Sivil Toplum Kuruluşlarından biri olarak; eğitimden sağlığa, kültür-sanattan ekonominin her alanına, sosyal yaşam kalitesini destekleyen yapılanmalardan kentin imaj, marka ve vizyonuna kadar her çalışmanın bir parçası olan MTSO olarak az imkanla çok şey başaran bir kent olduğumuzu düşünüyoruz. Ve bunun gerçek bir başarı hikayesi olduğuna inanıyoruz. Bu düşüncemizi biz değil, yaptıklarımızı örnek alanlar zaten desteklemiş oluyorlar.


“Mersin, bir başarı hikayesidir”
Evet, kim ne derse desin; Mersin bir başarı hikayesidir…Eğer bu kentin son yıllarda düşünsel dönüşümünü yaratan  ülkenin ilk bölgesel inovasyon projesi olan RİS-MERSİN projesi başka iller tarafından örnek alınıyor ve bizden destek isteniyorsa bu bir başarıdır. Eğer havaalanı olmayan bir Mersin, turizmde her şeye rağmen bir iddia ortaya koyuyor ve bölgenin sorunlarına rağmen kurvaziyer gemilerle – sayısı kaç olursa olsun- kente turist getiriyor ve bundan daha da önemlisi dünyaya güvenli bir Mersin, turistin gelebildiği huzurlu bir Mersin imajı çizebiliyorsa bu bir başarıdır. (Bu arada  Başbakan Yardımcımız  Sayın ELVAN Havaalanı ihalesinin tarihini açıkladı ve müjdeli haberi verdi, kendisine Mersinliler olarak teşekkür ediyoruz). Eğer Mersin 2008 küresel finans krizinden beri ihracatını düşürmeden, hatta arttırarak devam edebiliyorsa, üretiyorsa, istihdam yaratabiliyorsa bu bir başarıdır. Son yıllardaki ekonomik daralmaya rağmen, çevre ülkelerdeki sıkıntılara, pazarlarımızdaki problemlere rağmen üretiyor, girişimcisini arttırıyor ve istikrarlı bir şekilde ülkenin en çok vergi veren beşinci ili olabiliyorsa bu bir başarıdır. Çevresindeki tüm sorunlara rağmen hala ülkenin hinterlantı ile birlikte İstanbul’dan sonra en büyük dış ticaret merkezi olmayı başarabiliyorsa bu bir başarıdır. Nerdeyse 10 yıldır her yıl iptal etmeden fuarlarına devam ediyor, tanıtım yapıyor, sektörlerini markalaşma, kurumsallaşma, AR-Ge, yüksek teknolojili üretim, yenilikçilik, kalite ve girişimcilik anlamında ileriye taşıyor ve küresel kalitede işler yapan girişimciler çıkartabiliyorsa bu kentin bir başarısıdır. Tüm üyelerimize şunu gurur duyarak ve tüm MTSO üyelerinin de gurur duymasını dileyerek söylemek isterim ki, tüm bu çalışmaların içinde bir olay yok ki MTSO olmasın, Oda’mızın çabası, öncülüğü ve desteği olmasın. Oda’mıza ödenen her aidat, hizmetler karşılığında alınan her para, bu hayırlı işlere ve Mersin’e dönmüştür; ve sebep olan yapan gibidir. Her ne kadar bizler bu gün bu görevlerde birer vekil olarak üyelerimiz adına bu çalışmaları yapsak da, bu tüm üyelerimizin başarısıdır, Odamızın başarısıdır, kentimizin başarısıdır. Çünkü bu işleri yaparken gün oldu Valiliğimizle ortak çalıştık, gün oldu yerel yönetimlerle, diğer değerli STK’larımızla, üniversitelerimizle ve kentin bir çok değerli kurum ve kuruluşu ile çalıştık. Bunun için her başarı kentin başarısıdır diyoruz. Bu kentte bir proje, bir organizasyon, hayırlı bir çalışma yok ki imece ile yapılmış olmasın. Bu kentin her kurum ve kuruluşun bu kente hizmeti vardır. Bundan dolayı kısır bakışlarla, dar görüşlerle, ön yargılarla kente hizmet veren kurum ve kuruluşlara saldırmak, sürekli olumsuz eleştirmek ve işi kişiselleştirerek basit bir düzeye indirmek sadece bu kente zarar vermektir. Bu kent sıra dışı bir kenttir. Denizdeki balık denizin kıymetini ve varlığını denizde iken anlamaz. Biz de böyle olmayalım. Bu kenti yaşarken onun kıymetini bilelim. Türkiye’de bir kent gösterin ki 300 bine yakın mülteci bir yıl içinde gelsin ve o kent o insanları kucaklasın, iş ve aş versin, ekmeğini paylaşın ve o kentte asayiş sorunu yaşanmasın. Bu kolay bir şey değil. Bu bir kültür meselesidir, eğitim meselesidir, o kentin dünyaya bakışı meselesi ve insanlığıdır.


“Bizi ayakta tutan hoşgörü kültürüdür”
Evet, Mersin tarihi boyunca devletine sorun yaratmayan, yük olmayan ve aldığından daha fazlasını veren olmuştur. Eğer ki bu ülkenin her hangi bir yerindeki yatırımda Mersinlinin payı varsa bu bizi mutlu eder. Çünkü Mersinli, Akdenizlidir; paylaşmayı sever. Sevgi doludur, kucaklamayı sever.  Bu anlamda bu kentin payandası işte bu hoşgörüdür, bu kültürdür. Mersinliler olarak yapmamız gereken şey bu kültürü daha da güçlendirmek ve bu barış, hoşgörü, demokrasi, çok seslilik ve dayanışma kültürünü bozanlara veya bozmak isteyenlere prim vermemektir. Bu kenti  ayakta tutan ve faklı kılan ana payanda ne tarımdır, ne sanayi, ne de lojistik… Bizi ayakta tutan şey hoşgörü kültürüdür, dayanışma ruhudur. Bunu destekleyecek ve yükseltecek şey ise eğitimdir. Zaman zaman bazı dar düşünceler Oda “neden eğitimle bu kadar uğraşıyor?” diyorlar. “Eğitime neden bu kadar bütçe ayırıyor?” diyorlar. İşte nedeni budur… Eğitim her başarının en güçlü payandasıdır, temelidir. Bu kentin en büyük zenginli insan kaynağıdır. En büyük sermayemiz beşeri sermaye, yani insan sermayesidir. Bu sermaye kalitesi ancak ve ancak doğru, bilimsel bir eğitimle artar.
Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK: “Az zamanda çok ve büyük işler başarmak zorundayız” demişti. Mersin kısa kent tarihinde büyük işler başarmıştır. Çoğu zaman kendi göbeğini kendi kesen kent olmuştur. Ağlayan, isteyen, talep eden olmamıştır. Alan değil veren olmuştur. Nefreti, ayrımcılığı sınırlarına sokmamıştır. Bölen değil birleştiren, ayrıştıran değil kucaklayan olmuştur. Kısaca yaşayan ve yaşatan kent olmuştur. Bu 150 yıllık kent tarihinde buna destek veren, katkı koyan büyüklerimizi herkesi rahmetle anıyor, yaşayanlara sağlık diliyoruz. Bu vesile ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı MTSO ailesi adına kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.

 


Sayfa gönderiliyor. Lütfen bekleyiniz

ARKADAŞINA GÖNDER