MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI
Türkçe English
MTSO 13. Yıl
ÇAĞRI MERKEZİ 0850 304 33 33
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin Cennet Cehennem

Büyüme kararsızlığı mı, yanlışlığı mı? 11.04.2016 tarihinde yayınlandı

Dünya ekonomisinin %70’ini elinde bulunduran iki dev ekonomi ABD ve AB aralarında bir serbest ticaret anlaşmasına doğru yol alıyorlar. 2016 sonunda tüm fasıl görüşmelerinin tamamlanması bekleniyor. Dünya ekonomisinin iki dev kıtasının yapacağı bu ortaklıktan, bu bölgelerle iş yapan ülkelerin etkilenmemesi mümkün mü? Onların pastadan alacakları payın artması, bizim payımızın azalması anlamına gelir? Bir hazırlığımız veya endişemiz var mı? Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) müzakerelerinde, AB ve ABD’nin yanı sıra, tüm dünyayı yakından ilgilendirecek ticarete ilişkin ve hatta üretim sürecini de yakından etkileyebilecek yeni kurallar ve ilkeler belirlenmektedir.


Büyüme kararsızlığı mı, yanlışlığı mı?

Kurallara ilişkin görüşmelerde, gümrük ve ticaretin kolaylaştırılması, kamu iktisadi teşebbüsleri, ticarette yerelleşme engelleri, fikri mülkiyet hakları ve coğrafi işaretler, rekabet politikası, KOBİ’ler, enerji ve hammaddeler, sürdürülebilir kalkınma (çevre ve iş gücü), şeffaflık ve yatırımların korunması gibi konular irdelenmektedir.

21.Yüzyıl KOBİ’lerin çağı olacak

TTIP’de kurallara ilişkin dikkat çeken bir diğer önemli husus da, AB’nin ilk defa bir serbest ticaret anlaşmasında yalnızca KOBİ’lere yönelik ayrı özel bir bölüm ayırmak istemesidir. TTIP ile KOBİ’lerin ülke dışına daha fazla ihracatta bulunabilmeleri ve yatırım yapabilmelerinin sağlanması ve aynı zamanda küresel tedarik zincirinde yer almalarının kolaylaştırılması amaçlanmaktadır. Bu bağlamda, taraflar arasında yapılan görüşmelerde KOBİ’lerin iş yapmalarını ve ihracatta bulunmalarını kolaylaştıracak önlemler değerlendirilmektedir. Gerek ABD gerekse AB ekonomisinin omurgasını KOBİ’ler oluşturuyor. Hele hele teknoloji ile değişen ve temelinde internetin olduğu ICT, yani bilgi iletişim teknolojileri ile dönüşen yeni sanayi ve üretim devrimi ile KOBİ’ler daha da önemli hale gelmektedir. Gelişmiş dünya bunu görüyor ve bütün stratejisini buna göre kurguluyor.

Peki, bu gelişmeler ışığında sadece bu görüşmeleri izleyen durumunda olan Türk ekonomisi KOBİ’lerini bu yarışta nasıl rekabetçi yapacak? TTIP ile küresel ekonomi bambaşka bir boyuta gidiyor. İşler bizim için daha da zorlaşıyor. Çünkü taraflardan biri olan AB pazarı bizim en büyük ihracat pazarımız. En çok ticari ilişki içinde olduğumuz bir pazar. Bu anlaşma 2016 sonunda yürürlüğe girerse bize yansımaları neler olacak? Bu anlamda iş dünyamızın bilgisi olmadığı gibi, bir tedbiri ve B planı olduğunu da düşünmüyorum.

Ayrıca, AB ve ABD arasında farklı uygulanan yasal düzenlemelerden dolayı meydana gelen ek maliyet ve artan bürokratik işlemlerin ve çifte uygulamaların önüne geçilmesi de hedeflenmektedir. Müzakerelerde KOBİ’lere ilişkin görüşmelerde odaklanan bir diğer konu da bilgi paylaşımıdır. AB ve ABD yetkilileri KOBİ’lere kapsamlı ve güncel bilgilerin verildiğinin garanti edilmesi gerektiği görüşündeler. Tüm bunların yanı sıra, taraflar ayrıca KOBİ’lerin TTIP’in uygulanması konusunda daha fazla seslerini duyurabilmeleri için bir komite oluşturmayı öngörmektedirler.

 

 Sanayici müteahhit oldu

Sanırım bu gelişmeler kendi KOBİ’lerimizi küresel ticarette ve üretimde nelerin beklediğini görmeleri anlamında yeterince sinyal veriyor olmalı. TTIP konusunda ülke olarak yavaş kaldığımızı, bu konuya yeterince dahil olamadığımızı düşünüyorum.
Biz henüz kendi gümrük prosedürlerini aşamazken, KOBİ’lerimiz ve ihracatçımız kendi gümrüğümüzün yarattığı yavaşlatıcı bürokrasi sarmalında boğuşurken,  TTIP’de Gümrük ve ticaretin kolaylaştırılmasına ilişkin yürütülen görüşmelerde, Avrupa Komisyonu, bir yandan, ürünlerin gerekli gümrük kontrollerinden geçişleri sağlanırken, öte yandan AB ve ABD arasındaki ihracat ve ithalat işlemlerinin kolaylaştırılması ve hızlandırılmasını istemektedir. Son müzakere turunda anlaşmanın bu bölümüne ilişkin metinde önemli mesafeler kat edildiği belirtilmektedir. Bu turda, AB başta tek pencere sistem uygulaması, veri uyumlaştırılması ve uluslararası standartlar gibi birçok alanda yeni öneriler sunmuştur. Kısaca ABD ve AB KOBİ’lerinin her anlamda eli güçlenirken, önlerindeki engeller kalkarken, Türk KOBİ’leri bu şartlarda nasıl rekabetçi olacak? Hele hele üretimden çıkan bir Türkiye’nin küresel ekonomideki hedefi ne olacak? Evet, sanayi üretim rakamları yıllık bazda büyüdüğümüzü gösteriyor. Ancak bu sanayi büyümesi ülke ekonominin arzu ettiği büyümeyi, cari açığı düşürmeyi, milli geliri arttırmayı ve gereken istihdamı sağlamayı başarmaktan uzak görünüyor. Enerji sarfiyatı artmadan ortaya çıkan bu büyüme daha çok stokların eritilmesi ile açıklanabilir. Bunu reel piyasada görüyoruz. Ekonomik sıkıntıları aşmaya çalışan sanayiciler müteahhit olmayı tercih ediyor. Rantın inşaata bağlandığı ülkemizde sanayici olmak pek akıllıca değil. Düne kadar ekonominin finansmanını sağlayan, sanayi ve üretimi kredi ile destekleyen bankalar bile bu gün Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları GYO’lar oluşturarak inşaat rantının cazibesine kapılmış ve bankalar müteahhit olmuştur.

Türkiye üretim kanalına girmek zorunda

Çözüm tekrar üretim kanalına geri dönmektir. Bunun yolu sanayi ve üretimi cazip hale getirmektir. Çünkü üretim kanalına girmek istihdam yaratmak demektir, ihracat yapmak demektir, cari açığın düşmesi demektir. Üretmek demek, ülke ekonomisinin büyümesi demektir. Burada önemli olan 21. yüzyılın ekonomik ve sanayi dönüşümlerindeki gelişmeleri yakalamaktır. Ekonomimizi orta üstü ve yüksek teknolojili üretim bandına sokabilmektir. Bunun da temel payandası doğru bir eğitim sistemidir. Dünya ekonomisi endüstri 4,0 adında yeni bir sanayi devrimini uygulamaya başladı. İşin içinde siber teknoloji var, işin içinde bulut teknolojiler var. İşin içinde robotik teknolojiler var, internetin merkezde olduğu bilgi iletişim teknolojileri var. Olaya daha makro bakıp buna odaklanmamız lazım. Ekonomimizde sıçrama yaratmanın sanayi ve üretimimizi büyütmenin yolu budur. Biz iş dünyası olarak özellikle bir çatı örgüt olarak Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu vizyona daha çok odaklanıyoruz. Dediğimiz gibi, eğitim bu işin temel payandasıdır. Teknoloji değişiyorsa eğitim de ona koşut değişmelidir. Dünya başka bir çağı yaşıyorsa, eğitim de bu çağı yakalamalıdır.


Sayfa gönderiliyor. Lütfen bekleyiniz

ARKADAŞINA GÖNDER